Popüler Yayınlar

8 Ekim 2008 Çarşamba

Bu sabah yağmur var İstanbul'da cenaze nedeniyle kapalıyız


Yağmur yağıyor seller akıyor arap kızı camdan bakmadan önce ben baktım, yağmurun camlara vururken çıkardığı tatlı pıtırtılar korosu evin içinde aksiyon yapıyor adeta. Huzur dolu bir sakinlik var havada yağmurlu ve ağlamaklı olmasına rağmen.Gökyüzü bu akşam içindeki tüm kırgınlığını boşaltıyor sanki bizlere. Oysaki biz ne yaptık ona?İstemeden yüreğinin derinliklerine mi sızdık?İnciterek.....Biz de üzüldük gökyüzünün bu denli alınganlığına. Kendimizi affettirebilmek için ne yapmamız gerekiyor acaba?Çıktım dışarıya kendimi yollara vurdum. Üzerime bir ok gibi saldıran yağmur damlacıklarının şıpırtılarına aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Sokak lambasının yoldaki ıslak paket taşlarına hakim olan ışıltılı parlaklığı gözlerimi aldı. Kafamdaki karmaşık düşünceleri bir kenara atıverdiler karanlık sokağa varana dek.Ellerim ceplerimde ilerledim. Parlak paket taşlarının eskortluğunda ilerledikten sonra;köşede ışıkları yanan karanlık sokaktaki tek ölü aydınlığa sahip dükkana vardım.Gözlerimi oğuşturarak yağmurdan buğulanmış camını dirseğimle şöyle bir daire oluşturarak sildim dükkanın. Burası bir bakkaldı. Kapatmıştı kepenklerini saat daha gecenin 10'u olmasına rağmen. Genellikle 11'de kapatırdı.Bir işi çıkmıştı herhal.Daha sonra camdaki yazı dikkatimi çekti.Neydi acaba yazan?Karanlığın etkisiyle bastıran siyahlığa rağmen okuyabilmiştim yazıyı.Kağıtta " Cenaze sebebi ile kapalıyız ! " yazıyordu bozuk bir el yazısı ile.Aman Allah'ım ! Ne acı ne denli üzüntü verici bir haberdi bu. Bakkalın sahibi Aziz abi ölmüştü. Uzun zamandır kanser ile savaşıyordu. Savaşa yenik düşmüş yaralı yüreği.2 sene önce trafik kazası geçirmişti.Gırtlağını delmişlerdi.Konuşamıyordu ne yazık ki.Hep görürdüm bakkalın önünde oturur dururdu kazadan sonraki zamanlarda.Oğluna devretmişti dükkanı.Oğlu ünüversite mezunu idi ama iş bulamamıştı.O işletiyordu bakkalı.Dedem kadar severdim Aziz abiyi.Küçükken ben, halkekmek büfesi işletirdi.Sıraya girerdik saatlerce ekmek kuyruğunda dikilirdik.Ne günlerdi hey!Demek ki bu akşam gökyüzünün bu denli gözüyaşlı hali bundandı.......Bugün varız....Yarın yokuz......Kim bili ki ........................................?

Pembe futbol topu ve bisiklet maceralarım


Spor benim için herşeydi. Artık yapamıyorum ve fırsatım olmuyor ama çok üzülüyorum. Artık halı saha maçı yapmaktan öte geçmiyor spor yaşantım. Eskiden öylemiydi ya? Yanlış hatırlamıyorsam ortaokul çağlarımda başladım spora aşık olmaya. Gerçi daha 6 yaşındayken bisiklet tepesinde geçirdiğim zamanları da sayarsak uzun bir zaman tutuyor ucuca eklersek. Sünnetimde halam bana taa Almanya'lardan pembe renkli pahalı bir markaydı şimdi ismini söylemem reklem olmasın, bir futbol topu almıştı. Sanırım halısaha topuydu çünkü pırıl pırıl parlaktı. Ama ne yazık ki çok geçmeden topu çaldırmakta gecikmedim. Bahçede bırakır mısın sen topu ?Aha da çalarlar öyle işte. İlk hayal kırıklığımı bu şekilde yaşadım sanırım. Ama çok üzülmüştüm. İnsan elindekini kaybedince çok üzültrak oluyor. Ve bir daha böyle bir hata yapmayacağına dair yemin billah ediyor. Elimizdekinin kıymetini bilmek lazım.Ama böyle acı tecrübeler yaşamadan...
Spordaki diğer faaliyetlerimden birisi de bisiklet sürmek oldu yaşantımda. İlkokula gittiğim senelerde babam bana üç tekerlekli bir bisiklet yaptı demirden kendi kaynayarak. Babam torna-çelik kalıp üzerine çalışmaktaydı. Kendi tükanımızdı. Tükan Kartal-Çavuşoğlu'nda Çavuşoğlu Sanayi Sitesi'ndeydi. Babamın bana yaptığı bisiklet ikidebir bozulurdu. Tekerleklerinin bilyaları ya düşer ya da yalama olurdu. Bana hep kızardı "yine mi bozdun ? " diyerek. Ben de ne yapayım ta Topselvi'den Çavuşoğlu'na o yaşta üçtekerlekle tıkır mıkır giderdim. Ama gidene kadar da canım çıkardı. Neyse dediğim gibi daha o dönemde başladı.
Benim bisiklet sürme sevdam, daha sonra büyüdükçe büyük bisiklet alşmak lazımdı bana. Minibüse atladık gittik Pendik'teki bisikletçiye amcam ile. O zamanın parası ile 1990 dı işte sene; 250bin liraya almıştık. BMX'ti bisikletim.Ozaman bu marka çok modaydı hala var piyasada görüyorum. Ama çok sağlam bisiklet çıktı be. Ben onu yaklaşık 6-7 sene kullandım. Daha sonra e daha da büyüdük, o zaman Türkiye Gazetesi Bisan İhlas bisiklet veriyordu kuponla. Aldık onu nihayetinde ama kuponun sonu gelene kadar hep hayalini kurdum bisikletimin.Nihayet o gün geldi çattı ama ortada bisiklet yok. Babam almış dükkanda bekletiyormuş. Ben iyicene sabırsızlanmaya başlamıştım ki;en nihayet akşam oldu ve babam geldi eve. O zaman babamda Tofaş Kartal vardı kahverengi. Atmış arabanın bagajına getirdi. Biraz da sinirlidir benim babam. Benim yerinde duramaz halime kızda tabii ki haklı olarak. Adam çalışmış akşama kadar yorgun yorgun gelmiş eve;ben de tepesinde dır dır nerde kaldın baba edalarıyla dönüyorum. İyi ki bana iki tokat asılmadı o kızgınlıkla.Artık 18 vites bir dağ bisikletine sahiptim ben. Rengi de kırmızıydı pırıl pırıl. Çok güzeldi gerçekten de bisikletim. Akabinde ilerleyen zamanlarda ben onun üzerinde çeşitli aksiyonlar deneyerek bilmem kaç tane pantolonumun yırtılmasına ve de paçalarının yağlanmasına sebep oldum. O da bişey mi bir keresişnde bisikletimin arkasına oturma selesi takmıştım. Artist gibi normal selesinde değil de arka selesine oturarak sürmeye başlamıştım. E tabii ben kaşınmıştım. Sen bigün giderken arka selede yine ; eve geldim durdum evin bahçe kapısının önünde. Altımda da beyaz bir kot pantolon var.Paçalar olmuş yağ içinde.Tam o sırada ben bisikletten inmeye hazırlanırken şöyle bir doğruldum yerimden yavaş da değil. Hızlıca kalktım seleden.Olay aynen şudur.Caaaaaartt !! diye bir yırtılma sesi mahalleyi inlatmeye az bir zaman bırakmıştı.Bir de baktım pantolonumun ağası yırtılmış.Anaaaa ! Ben ne yapacağım şimdi annem beni öldürür. Eve gittim korku dolu bakış ve ağır adımlarla. O merdivenleri nasıl çıkıyorum biliyormusunuz. O 15 basamak merdiven bana 150 000 basamak geldi o andaki tırsma içgüdüleriyle. Hemen çaktırmadan eve girdim kapıyı yavaşca açarak içeri sızdım dahice. Annem uyuyordu yan oda da.Hemen çıkardım pantolonumu kirli sepetine cumburlop ! En alta yerleştirdim sessiz hareketlerle. Bende de salaklık işte. Pantolon zaten yırtılmış eşşek gibi ağasından. Sen ne diye sepete koyarsın o pantolonu?Ah aptal kafa.E tabi ertesi gün annem çamaşırları yıkarkene ortaya çıktı yırtık pantolon. Sanki hiç bulamayacaklar onu en altta. Neyse ki annemden ogün çabuk sıyrılmıştım dışarıya kendimi eşkıya gibi atarak. Ne günlerdi ama.
Spor olsun diye sürdüğümüz bisiklet bana hainlik etmiş ve o gün bana bir pantolona sebep olmuştu.Bisikletimin sonu çok hazin oldu ama. Bu hazin sonun sonunu da internet kafe sevdamdan dolayı, orada bisikletimi çaldırarak kendim hazırladım. Bisikletim çalınmıştı.Bisikletle gittiğim internet cafeden yürüyerek eminsiz adımlarla eve gittim.Sonumun dayak olacağını bilerek. Acı son böyle geldi ne yazık ki....... Bir daha da bisikletimden haber alınamadı sonsuza dek...

Lost Dizisindeki Sayıların Gizemi...Belki de bu rakamlar size Sayısal Loto'da paralar kazandıracak, belki de hayatınız değişecek. Belli mi olur. Belki de 3 vakte kadar avucunuz kaşınacak ve " parra parra parraaa " diye şarkılar söyleyerek dolaşacaksınız ortalıklarda deliler gibi. Belki de Napolyon dedemiz gibi Para Para Para üçlüsünü mogurdanacaksınız =)))) Şimdi bakalım rakkamlar bizlere neleri anlatacal Lost'ta... Ama önce LOST hakkında kısaca bir ön bilgilendirmede bulınalım.
Yayınlanmaya başladığı ilk günden itibaren ilgi odağı haline gelen‘Lost’ adlı dizi, izleyen kişide bağımlılık etkisi yapıyor. İlk bölümü22 Eylül 2004’te yayınlanan diziyi sadece ABD’de yaklaşık 19 milyonkişi izledi. Senaryosunu Edward Kitsis ve Adam Horowitz’in yazdığı, yönetmenliğini Stephen Williams’ın üstlendiği ‘Lost’ sıra dışısenaryosu ve anlatım şekli ile hayli ilgi topluyor. Uçak kazası sonucubir adada kaybolan insanların öyküsünü anlatan diziyi izleyen bir dahabırakamıyor.
Hawai adalarından biri olan Oahu’da çekilen dizi, Oceanic Flight 815seferini yapan uçağın kaza sonucu adaya düşmesini ve hayatta kalaninsanların serüvenini anlatıyor. Kazadan kurtulan 48 kişi arasındadeğişik özelliklere sahip karakterler mevcut. Rock yıldızı, cerrah, subay, kanun kaçağı, dolandırıcı, milyoner ve daha birçok ilgi çekiciözelliğe sahip insan hayatta kalmak için bir arada bulunuyor. Özellikledizinin her bölümünde bir karakterin geçmişine giderek, senaryo iyicezenginleştiriliyor. Adada bir arada bulunan insanların geçmişhayatlarında birbirleriyle olan bağlantıları, izleyiciyi ekran başınaçeken en büyük unsurlardan sadece biri. Adadakiler, yaşamlarınısürdürmek için birlik olma gerekliliğini anlamadan kendi aralarındakavga etmeye başlar; ancak sonradan başlarına gelen üzücü olaylaronları bir arada kalmaya yöneltir. Kazazedeler, çok geçmeden yalnızolmadıklarını ve adanın olağanüstü güçlere sahip olduğunu fark eder.Onlar için hayatta kalma mücadelesi asıl şimdi başlamıştır.Kurtarılmayı bekleyen insanlar, adaya 16 yıl önce gelmiş birilerininbıraktığı imdat çağrısını duyunca iyice ümitsizliğe kapılır. Bütün butrajik olaylara bir de yeraltına açılan gizemli bir kapı da eklenince, adadakiler için hayat iyice zorlaşır.
Dizide en çok, gözünüze çarptı mı bilmiyorum ama sayıların önemi var. Dikkatlice seyrederseniz ( hepsini seyretmeniz gerekecek ) :))) sayıların gizlenerek şifreler çözeceğini farkedeceksiniz.
Hurley, “Sayılar”ı 4 8 15 16 23 42 Danielle’nin dökümanlarında bulur. [S1E18]
>Hurley, Büyük Loto ikramiyesini 4, 8, 15, 16, 23, 42 ile kazanır. [S1E18]
“Sayılar” 4 8 15 16 23 42 ambarın üzerinde görünür. [S1E18]
>Lenny “Sayılar”ı 4 8 15 16 23 42 tekrar tekrar yineler. [S1E18]
>Hurley’nin arabasının belge çıktısı 4815162342 sayısını gösterir. [S1E25]
>Hurley , 4815162342 yazılı süveterler giyen bir kız futbol takımını geçer. [S1E25]
>Hurley, ambar kapağı üzerinde 4815162342 sayılarını görür ve Locke’u durdurmaya çalışır. [S1E25]
“Sayılar”, CR 4-81516-23 42 ufak bir şişenin üzerinde görünür. [S2E1]
>Desmond “Sayılar”ı 4 8 15 16 23 42 bilgisayara yazar. [S2E1]
>Hurley, “Sayılar”ı 4 8 15 16 23 42 kendi kendine mırıldanır. [S2E1]
>Hurley, Jack’e “Sayılar”ı 4 8 15 16 23 42 ilk kez nasıl duyduğunu anlatır. [S2E1]
>Locke, klavyeden 4 8 15 16 23 42 sayılarını yazar ve çalıştıra basar. [S2E2]
>Desmond, Locke’a 4 8 15 16 23 42 sayılarını girmesini söyler. [S2E2]
>Desmond, Jack’e bilgisayar için olan 4 8 15 16 23 42 kodunu söyler. [S2E3]
>Mary Jo kazanan piyango numaralarını televizyondan söyler. [S2E4]
>Locke, sayıları 4 8 15 16 23 42 söyler ve bilgisayara yazar. [S2E9]
>Sayılar, 4 8 15 16 23 42 Ethan’ın ilaç şişesinde görünür. [S2E15]
>Locke, Henry’e 4 8 15 16 23 42 sayılarını bilgisayara kesinlikle girmesi gerektiğini söyler. [S2E17]
>Henry, 4 8 15 16 23 42 sayılarını anladığını Locke’a göstermek için tekrarlar.[S2E17]
>Ambar haritasında, 4 8 15 16 23 42, yani hepsi bazı biçimleri gösterir. [S2E17]
>Lenny, “Sayılar”ı, 4, 8, 15, 16, 23, 42 tekrar ve tekrar yineler. [S2E18]
>Dave, “Sayılar” 4, 8, 15, 16, 23, 42’yi tekrarlar. [S2E18]
4 ün Gizemi
>Jack, sadece 1, 2, 3, 4, 5 diye sayarak korkusuna son kez izin verir. [S1E1]
>Kate, korkusunun geçmesini sağlamak için 1, 2, 3, 4, 5 diye sayar. [S1E1]
>Charlie, 4 ve 5 sayılarını defalarca kullanır. [S1E2]
>Sayid, radyo yayınının bir SAT 4 olabileceğini gruba anlatır. [S1E2]
4 sayısı, kahverengi bir tavla zarında görünür. [S1E2]
4 sayısı, beyaz bir tavla zarında görünür. [S1E2]
Jack, Marshal’ın ölümünün 2, 3 veya belkide 4 gün alacağını Kate’e anlatır. [S1E3]
Locke, kazadan önce 4 sene boyunca tekerlekli sandalyeye bağlıydı. [S1E4]
Jack, uçak kazasının üzerinden 4 gün geçtiğini belirtir. [S1E4]
Shannon, Boone’a “ben umursamıyorum” cümlesi için 4 harfli bir kelime sorar. [S1E4]
Sawyer, 4 sene önce bir doğumgünü dileği tuttuğunu söyler. [S1E5]
Michael , Jack’i kurtarmak için, 4 kişinin birer birer mağarayı kazacağı bir plan tasarlar. [S1E7]
Boone, bavulunda Shannon için 4 adet yedek astım spreyi oldugunu söyler. [S1E8]
Claire’in medyumu, ondan 4 aylığına bebeği vermemek için uğraşmayı denemesini talep eder. [S1E10]
Charlie ve Claire için aramalar yapılırken, Jack saatin 4:00 civarı olup olmadığını sorar. [S1E11]
Shannon, Boone’a, onun ve Locke’un son 4 gündür nereye gittiklerini sorar. [S1E12]
Kate, 4 tane 9mm silahın çantanın içinde olduğunu Jake’e açıklar. [S1E12]
Locke, Boone’a kampın 4 mil batıda olduğunu söyler. [S1E13]
Locke, Boone’a Michelangelo’nun 4 ayını bir mermer levhaya bakarak harcadığını anlatır. [S1E13]
Boone, Locke’a 4 ay boyunca ambar ağzına bakarak mı geçireceklerini sorar. [S1E13]
Michael’ın hastanedeki hemşiresi 4 çocuk annesidir. [S1E14]
Kate, Marshall’ın olayında 4 adet 9mm silahı kullanmanın artık zamanının geldiğini öne sürer. [S1E15]
Locke’un kampın etrafına yerleştirmek istediği bubi tuzağının sayısı 4’dür. [S1E15]
Locke, 4 silahı kullanması için 4 tane adamın olması gerektiğini belirtir. [S1E15]
Charlie, Jack, Locke, Sayid’e katılmayı ve 4.silahı kullanmayı ister. [S1E15]
Sawyer, 5 silahın 4 tanesinden daha iyi olduğunu belirtir. [S1E15]
Hurley, Charlie’nin Ethan’ı 4 kez göğsünden vurduğunu iddia eder. [S1E16]
Sawyer, 4 defa bir domuz tarafından korkutuldu. [S1E16]
Michael, ilk salda yalnızca 4 kişilik yer olduğunu söyler. [S1E17]
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 4’dür. [S1E18]
Hurley üzerinde 4 sayısı olan bir tavuk kutusundan tavuk yiyordu. [S1E18]
Tito’nun 4 yıllık bir kalp cihazı vardır. [S1E18]
Hurley, Lenny’yi görmeye gittiğinde, o Connect 4 oyununu oynuyordu. [S1E18]
Mrs. Toomey, Hurley’e, Sam’in 4 yıldır ölü olduğunu söyledi[S1E18]
Hurley’nin sırf çantasında 4 şişe su vardı. [S1E18]
Locke, Tuzak oyununu üzerinde 4 sayısı olacak şekilde kurar. [S1E19]
John, Boone’a kazadan önce kendisinin kötürüm olduğunu açıklar. [S1E19]
Locke , son 4 haftadır yürüyebilme becerisinin olduğunu belirtir. [S1E19]
Jack , Charlie’nin neden sadece 4 kişiye kan grublarını sordugunu konusunda tedirgin olur. [S1E20]
Agent Hewitt, C4 patlayıcılarının çalınmış olduğunu söyler. [S1E21]
Sawyer’ın dergisinde, 4.4 litrelik motorlu bir araba anlatılır. [S1E21]
Arzt, hayatta kalanlara, yelkenle açılmadan önce, 3-4 ay beklemeleri gerektiğini anlatır. [S1E22]
Michael, Kate’e 4 kişinin gideceğini ve salın dolu olduğunu söyler. [S1E22]
Michael salda gidecek olan 4 kişinin kim olacağına dair kararını değiştirir. [S1E22]
Kate, gömülü hazineye doğru 6 adımı;1, 2, 3, 4, 5, 6 soldan sağa sayar. [S1E22]
Desmond’ın blenderının 4 dişi vardır. [S2E1]
Desmond, kahvaltı içeceğini, içine 4 madde katarak yapıyor. [S2E1]
Desmond'ın kurutma makinesinde dönen kıyafetinde 4 harf vardır. [S2E1]
Dolapta 4 tane tulum asılıdır. [S2E1]
Jack, koruma amaçlı kullanılabilecek 4 silahlarının olduğunu gruba açıklar. [S2E1]
Locke, Desmond’a hayatta kalan 43 kişinin olduğunu ve salda 4 yelken olduğunu söyler. [S2E2]
Marvin, alarm sesinin duyulduğu zamandan sonra kodu girmek için 4 dakikalarının olduğunu söyler. [S2E3]
Sun , Claire’e salın ayrılışından beri 4 gün geçtiğini söyler. [S2E5]
Mrs.Paik, Sun’a 4 senelik üniversite hayatından sonra , kendisinin gümüş olduğunu söyler. [S2E5]
Michael’ın, Sawyer’ın sedyesini yapmak için 5 ayak uzunlugunda, 4 sırığa ihtiyacı vardır. [S2E6]
Libby, Donald’ın enfeksiyonun kötü olduğunu ve 4.gidecek kişi olduğunu belirtir. [S2E7]
Ana-Lucia, Nathan’ı çukurda 4 gün boyunca bekletir. [S2E7]
Ana-Lucia, görev sırasında yaralandıktan sonra 4 ay boyunca danışmada durur. [S2E8]
Kaptan Cortez, Jason’ın Ana-Lucia’ya 4 el ateş ettiğini belirtir. [S2E8]
Locke, kuyruk kısmında 5 kişinin hayatta kalıp kalmadığını sorar ve Mr. Eko 4 kişi olduğunu belirtir. [S2E8]
Kate, o doğmadan 4 ay önce, Sam’in Kore’de olduğunu öğrenir. [S2E9]
Marvin, alarm sesinden sonra kodu girmek için 4 dakikalarının olduğunu belirtir. [S2E9]
Locke, son 4 dakikaya kadar, bilgisayara hiçbirseyin girilmeyeceğini belirtir. [S2E9]
Locke, Jack’e önlerindeki 4 saat boyunca ambara kimsenin gelmeyeceğini belirtir. [S2E11]
Sun, Jin’in ona 4 sene boyunca ne yapacaklarını anlattığını belirtir. [S2E11]
Sawyer, 4-Mississippi’ yi geçerek 5-Mississippi’yi sayar. [S2E13]
Henry, 4 ay önce o ve karısının adaya düştüğünü anlatır. [S2E14]
Sayid, pilotun kamptan 4 kilometre uzakta gömüldüğünü belirtir. [S2E14]
Sayid, Henry Gale’e 4 aydır adada mı yaşadığını sorar. [S2E14]
Sayid, Henry Gale’in 4 ay önce düştüğünü teyit eder. [S2E14]
Henry, kendilerinin 4 ay belkide daha uzun bi süre önce düştüklerini belirtir. [S2E14]
Bebeğin süs oyuncağında 4 tane Okyanus Hava uçağı vardır. [S2E15]
Henry Gale’in ehliyetinde C4 unvanı vardır. [S2E17]
Anthony Cooper’ın plaka numarası 4TRI019’dir. [S2E17]
Sawyer, Hurley, ve Kate’in poker oyunu sırasında 4 sayısı görünür. [S2E17]
Sawyer and Jack’in poker oyunu sırasında 4 sayısı görünür. [S2E17]
Hurley, bir poker elinde, 4 papayayı bahiste öne sürer. [S2E17]
Henry, gerçek Henry’nin 4 ay önce kurmuş olduğu bir partinin parçası olduğunu belirtir. [S2E18]
Sawyer, iğneleyici bir tavırla, Kate’in sadece 4 tane gevşek midyeyi açabildiğini vurgular. [S2E19]
Bernard, işaret üzerinde çalışmaya başlarken 15 kişi olduklarını ama şimdi sadece 4 kişi kaldıklarını belirtir. [S2E19]
Locke, Rose’a , Jack’in onun bacağının iyileşmesinin 4 hafta alacağını söylediğini anlatır. [S2E19]
Ana-Lucia, Christian’ın 4 gününü içerek ve hiçbirşey yapmayarak geçirdiğini belirtir. [S2E20]
Ms. Klugh, Michael’a 4 tane isim yazdığını söyler. [S2E22]
Ms. Klugh, Michael’a bu isimlerin 4 arkadaşına ait olduğunu söyler. [S2E22]
Ms. Klugh, Michael’a bu 4 kişiyi ona getirmesi gerektiğini anlatır. [S2E22]
Ms. Klugh, Michael’a üzerinde 4 isim olan bir liste verir. [S2E22]
4 ve 8 sayıları Michael’in pusulasında görünür. [S2E22]
Libby, Desmond’a kahve için endişelenmemesini çünkü sadece 4 dolar olduğunu söyler. [S2E23]
Sayid, heykelin ayaklarının sadece 4 parmağı olduğunu vurgular. [S2E23]
PA sistemi, 4’ü geçerek, sıfıra doğru sayar. [S2E23]
Marvin Candle, filmde, kodu girmek için 4 dakikalarının olduğunu belitir. [S2E23]
Michael, listedeki 4 kişinin hepsini getirmesi gerektiğini anlatır. [S2E23]
Penelope’nin adresinin posta kodu SW4 8PS’dir. [S2E23]
PA sistemi, 4’ü geçerek, sıfıra doğru sayar. [S2E24]
Desmond, 22 Eylül 2004 saat 4:16’daki “Okyanustaki 815 Uçuşu” nun kaza yapmasına sebeb olur. [S2E24
8 in Gizemi
Claire 8 aylık hamile olduğunu belirtir. [S1E1]
Ray eşinin 8 yıl önce öldüğünü belirtir. [S1E3]
Charlie’nin parmak bantlarının okunuşu ATE’nin fonetik eşitliği 8 dir. [S1E4]
Locke’un Helen’la birlikte 8 aylık bir telefon ilişkisi olmuştur. [S1E4]
Charlie gitar çalmadığından beri 8 gün 11 saat geçtiğini anlatır. [S1E6]
Michael 8 yılını inşaat işçisi olarak geçirdiğini söyler. [S1E7]
Drivehaft, turda 8 haftasını başka bi grubun, öngrubu olarak geçirmek için toplanmıştır. [S1E7]
Kate 8 gün önce kaza geçirdiklerini belirtir. [S1E7]
Kate ve babası 8 saat boyunca ormanda yürüyüş yapar, iz ararlardı. [S1E11]
Shannon, ailesi ebeveynleri evlendiğinde 8 yaşındadır. [S1E13]
Michael , Walt’a içinde 8 yıllık değeri olan el çizimi kartların bulunduğu bir kutu verir. [S1E14]
Mr. Paik'in ortağı , Jin’e arabayı riverbankın 8 km uzağına götürmesini söyler. [S1E17]
Jin, Byung’a 8 kez vurmuştur. [S1E17]
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 8’dir. [S1E18]
Kanal 8’den bir tv muhabiri, Hurley’e bir soru sormuştur. [S1E18]
Ken , Hurley’e Kanada’da sahip olduğu bir ayakkabı firmasının yangınında 8 kişinin öldüğünü söyler. [S1E18]
Locke , annesine futbol toplarının yerinin 8.koridorda olduğunu söyler. [S1E19]
Mark, konuşmasından önce sakinleşmesi için 8 bira alması gerektiğini belirtir. [S1E20]
Shannon’ın babası, Boone’un annesiyle evlendiğinde , Shannon 8 ve Boone 10 yaşındalarmış. [S1E20]
Sawyer’ın magazini V-8 motorlu bir arabayı anlatır. [S1E21]
Tom’un evindeki fransız kızartma mıknatısı, 8 tane kızartıcıyı kapsar. [S1E22]
Kate, üzerinde 8 sayısı olan bir ürünle saçlarını siyaha boyar. [S1E22]
Hurley, üzerinde 8 sayısı olan bir beyzbol kepi giyen adamdan scooter alır. [S1E25]
Sawyer, Michael’a, babasının kendisini vurduğunda, 8 yaşında olduğunu anlatır. [S1E25]
Ambarda, aynaların odaklanması için 8 geçiş vardır. [S2E1]
Sarah, kazayı Kevin’le evlenmeden 8 ay önce yapmıştır. [S2E1]
Desmond’ın çamaşırhanesinde 8 konteyner temizlik malzemesi vardır. [S2E1]
Sarah’nın odasında masanın üstünde 8 sayısı görülmektedir. [S2E1]
Randy, Hurley’e tavuk restoranına , açılmış 8 parçalı bir tavuk kutusu borçlu olduğu söyler. [S2E4]
Hurley, 8 parça tavuk yemediğini savunur. [S2E4]
Sayid betonun 8-10 fit kalınlığında olduğunu söyler. [S2E4]
Hurley ve Johnny benzin istasyonundaki 8 sayılı pompaya doğru arabayı götürürler. [S2E4]
Aaron, 8 saat boyunca uyanık kalır. [S2E6]
Bir grub polisin çağrı işareti 8-ADAM-9’dir. [S2E8]
Ana-Lucia ve Big Mike’ın çağrı işareti 8-ADAM-16’ dır. [S2E8]
Kral Josiah bir kral olduğunda 8 yaşındaydı. [S2E9]
The Butties’in reklam yönetmeni, onlara 8 sayısının üstünde yuvarlanmalarını söyler. [S2E12]
Sawyer, Hurley, ve Kate’in poker oyunu sırasında 8 sayısı görünür. [S2E17]
Hurley, 8 kişi için inşa edilmiş ama 23 kişinin bulunduğu güvertede yürümüştür. [S2E18]
Mark Whitman, The Pearl (İnci) takımının 8 saatlik vardiyalarla çalışması gerektiğini belirtir. [S2E21]
Mark Whitman, 8 saatlik vardiyalarından sonra takımın barakalarına dönebileceklerini belirtir. [S2E21]
23 Ağustos –yılın 8. ayı - Mr.Eko’nun pasaportunun sahte olduğu gözükmektedir. [S2E21]
Charlie, Claire’e içinde 8 ampulu olan bir aşı seti vermiştir. [S2E22]
4 ve 8 sayıları Michael’in pusulasında görünür. [S2E22]
Desmond, Libby’e yarışa hazırlanmak için 8 ayı olduğunu söyler. [S2E23]
Penelope’nin adresinin posta kodu SW4 8PS. [S2E23]
Desmond’ın adresinin posta kodu C08 5WE. [S2E23]
15 in Gizemi
Ray kendisine en yakın kasabanın 15 km uzakta olduğunu belirtir. [S1E3]
Claire ve Charlie’den herhangi bir iz görmeyeli15 dk geçmiştir. [S1E11]
Boone, Sydney’e gelmek için uçakta 15 saatini harcamıştır. [S1E13]
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 15’dir. [S1E18]
Locke , annesine Nerf futbol toplarının 15.koridorda olduğunu söylemiştir. [S1E19]
Tom’un evindeki piyano mıknatısında 15 siyah anahtar vardır. [S1E22] Shannon 15 saat boyunca ağlayan bir bebeğin yanında oturmak istemediğini belirtir. [S1E23]
Michael, salın radarla ilk iletişimi sağlayabilmesi için 15 mil gitmesi gerektiğini söyler. [S1E25]
Desmond, Jack’e 15 dakika içinde, onun ya çok doğru yada çok yanlış birşey yapacağını söyler. [S2E3]
Charlie ve Locke tavla oynarken, 15 parça görünür. [S2E6]
Locke, yeni kombinasyonun ilk sayısının sağ 15 olduğunu belirtir. [S2E14]
Jack’in silahındaki toplam mermi sayısı 15’dir. [S2E19]
Bernard, işaret üzerinde çalışmaya başlarken 15 kişi olduklarını ama şimdi sadece 4 kişi kaldıklarını belirtir. [S2E19]
Park kısmındaki bir polis arabasının üstünde 15 sayısı görünür. [S2E20]
15 Nisan tarihinde , Mr.Eko’nun pasaportunun sahte olduğu gözükmektedir. [S2E21]
16 nin Gizemi
Jack’in ilk yalnız ameliyatı 16 yaşındaki bir kız üzerine olmuştur. [S1E1]
Jack, Kate, ve Charlie, kazadan 16 saat sonra pilotu bulurlar. [S1E1]
Sayid, fransızca olan bu yayının 16 yıldır sürdüğünü belirtir. [S1E2]
16 sayısı, büyük beyaz bir tavla zarında görünür. [S1E2]
Küçük tavla zarının toplamı 16 sayısına eklenir. [S1E2]
Kate, fransızca olan bu yayının 16 yıldır yayımlandığını tekrar belirtir. [S1E3]
Kate, Jack’e bu fransızca yayının 16 yıldır sürdüğünü tekrarlar. [S1E3]
Sayid, Kate’e bu fransızca yayının 16 yıldır sürdüğünü belirtir. [S1E4]
Jack, LAX’e varması için16 saatinin kaldığını söyler. [S1E5]
Jack , uçak bileti yetkilisine 16 saat içinde LA de olması gerektiğini anlatır. [S1E5]
Jack, 16 yıldır süren bu fransızca yayını tekrardan işaret eder, belirtir. [S1E7]
Sayid, 16 yıllık fransızca yayının kaynağını bulmaya çalıştığını anlatır. [S1E9] Sawyer, 16 yıldır süren bu fransızca yayının bir döngü içinde olduğunu yeniden belirtir. [S1E11]
Shannon , Sayid’e adadaki 16 yılından sonra Danielle’nin belkide aklının başında olmadığını söyler. [S1E12]
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 16’dir.[S1E18]
Büyük loto ikramiyesini bir kazanan olana kadar 16 hafta geçmiştir. [S1E18]
Lenny ve Sam “Sayılar”ı, Hurley ikramiyeyi kazanmadan 16 yıl önce duymuşlardır. [S1E18]
Danielle’nin içinde bulunduğu gemi kazasından beri 16 yıl geçmiştir. [S1E23]
Sayid, 16 yıl önce “diğerlerinin”, Danielle’den çocuğunu aldıklarını belirtir. [S1E24]
Danielle, 16 yıldır adadadır ve tuzakları hızlı bir şekilde kurabilmektedir. [S1E25]
Desmond’ın kondisyon bisikleti hızölçerinde 16mph göstermektedir. [S2E1]
Desmond’ın duş başlığının iki dış sırası 16 tane su deliği içerir. [S2E1]
Hurley’in ikramiyeyi kazanmasından bu yana 16 hafta geçmiştir. [S2E4]
Shannon günde 16 saat çalışıtğını iddia eder. [S2E6]
Sabrina, tek gördüğünün Shannon’ın günde 16 saat uyumak olduğunu söyler. [S2E6]
Ana-Lucia ve Big Mike’ın çağrı işareti 8-ADAM-16’dir. [S2E8]
Mr.Eko kiliseye doğru yürürken, görüntüde aynı zamanda 16 tane Bakire Meryem heykelciği vardır. [S2E10]
Park yerindeki bir polis arabasının üstünde 16 sayısı vardır. [S2E20]
Jack, Crissy’e LAX’e varmak için 16 saate ihtiyacı olduğunu söyler. [S2E20]
Mr.Eko , Charlotte’ı bulduğunda, PA konuşanı 16.girişten yolcu alındığını belirtir. [S2E21]
Mr.Eko , Charlotte’ı bulduğunda, PA konuşanı, herkesin 16B kapısından binebileceğini belirtir. [S2E21]
16 Nisan 2004 tarihinde , Mr.Eko’nun pasaportunun sahte olduğu gözükmektedir. [S2E21]
Desmond, 22 Eylül 2004 saat 4:16’daki “Okyanustaki 815 Uçuşu” nun kazasına sebeb olur. [S2E24]
23 ün Gizemi
Kate, Marshal’a, Ray’in onun 23 bin dolarını alıp almadığını sorar. [S1E3]
Jack, Rose’a 23A koltuğunda oturan adamı hatırlayıp hatırlamadıgını sorar. [S1E4]
Ölenler için düzenlenen törende, Claire 23C de oturan Howard adlı kişiyi anar. [S1E4]
Jack, 46 kişinin günde kişibaşı ½ galon(lt) ve toplamda 23 galon(lt) su içtiğini hesaplar. [S1E6]
Rousseau’nun takımı, gemi 3 saat içinde enstrümantasyonu kaybetmişken, 2 ay hayatta kaldılar. [S1E9]
Michael, Walt’a 23. caddedeki NY’daki Flatiron binasını anlatır. [S1E17]
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 23’dir. [S1E18]
Locke, Tuzak oyununda üzerinde 23 sayısını olacak şekilde düzenler. [S1E19]
Tom’un evindeki piyano mıknatısında 23 tane beyaz anahtar vardır. [S1E22]
Jack’in oturduğu koltuk numarası 23B’ dir. [S1E23]
Hurley, aslında 20G’de oturuyordu, ama belki bu 23 e çevrilmiş olabilir. [S1E25]
Uçuş 815, Avusturalya’dan 23.girişten hareket etti. [S1E25]
Hurley ve Kate 23 sayısının anlamını tartışır. [S1E25]
Kate, Hurley’ 23 sayısını söyleyip söylemediğini sorar. [S1E25]
Dönen gösterge kilidi 23 sayısına ayarlanmıştır. [S2E1]
Geri sayım saati yeniden başladığında, 23 sayısı görülüyor.[S2E2]
Libby, Michael’a kazadan 23 kişinin hayatta kaldığını söyler. [S2E4]
Michael, Libby’e kuyruk kısmında 23 kişinin hayatta kaldığını düşündüğünü söyler. [S2E4]
Sayid, Amerika’nın ülkesine girdiğinde 23 yaşındaymış. [S2E14]
Dave, Hurley’e, eğer Lenny’nin yemeğini çalarsa ne yapacağını, ona 23 ? diye mi bağıracağını sorar. [S2E18]
Hurley, 8 kişi için inşa edilmiş ama 23 kişinin bulunduğu güvertede yürümüştür. [S2E18]
Park yerindeki bir polis arabasının üstünde 23 sayısı vardır. [S2E20]
Uçak bileti yetkilisi, Mr.Eko’ya Uçuş 815’in 23.girişten yolcu alacağını söyler. [S2E21]
23 ağustos tarihinde , Mr.Eko’nun pasaportunun sahte olduğu gözükmektedir. [S2E21]
Penny Widmore, 23 Danismore Gardens ‘da yaşar. [S2E23]
42 nin Gizemi
Hurley’nin piyangoda kullandığı sayılardan birisi 42’dir. [S1E18]
Anna’nın oturduğu koltuk numarası 42F’dir. [S1E23]
Ambarın içinde duvarda 42 sayısı gözükür. [S2E1]
Desmond’ın duş başlığında 42 su deliği vardır. [S2E1]
Dönen kadran kilit üzerindeki sayı 42’de durmuştur. [S2E1]
Jack’in hastanedeki kimlik ID numarası 42’dir. [S2E1]
Jack , Locke’u düzeltir ve son rakamın 32 değil 42 olduğunu söyler. [S2E3]
Locke, kelime oyunundaki, “42.soru” üzerinde çalışır. [S2E8]
Inman, Sayid’e, “Reel 23108-42” etiketli DIA video uzunluğunu gösterir. [S2E14]
Park yerindeki bir polis arabasının üstünde 42 sayısı vardır[S2E20]
Libby, Desmond’a niçin 42 bin dolara ihtiyacı olduğunu sorar. [S2E23]
Desmond Hume, Southway Garrison 42 Berechurch Yolu’nda yaşamaktadır. [S2E23]


7 Ekim 2008 Salı


İçime hazin bir garip doluyor

Seni düşününce içim titriyor

Dalınca uzaklarına gözlerim doluyor

Hiçbir yer senin yerini tutmuyor

Ah istanbul ah .


Gurbet çok acı geliyor

İçimde ne var kim biliyor ?

Düşlerimde hasretin tütüyor

Az kaldı bu hasret bitiyor

Ah İstanbul ah.


İpek denizlerin içimde dalgalanıyor

Dalgalandıkça yaram kanıyor

Bak bu devran senle dönüyor

Aşkımızı bir Allah biliyor

Ah İstanbul ah.

Dalıngan oldum derin derin


Başlığını koyamadım hayatın. Bütün girişler bana oldu yanlışlara dair. Daima ileriye baktım ama boy yetersizliğinden önümü göremedim hep. Umuduma yenilmeden, düşmeden yaşamaya çalıştım. Çok alıştım yalanlamaya yaşadıklarımı ama karşıma çıkıverdiler işte yeniden. Yaşa yaşayabildiğin kadar sonuna geldik nasıl olsa kırgında olsak puslu sandallara. Kendimi daha yeni tanıyorum. Yeni tanıştık ama fazla da konuşmuşluğum yok ki. Anılarıma, yaşadıklarıma gidip geliyorum bazen. Daldıkça dalıyorum derinlere doğru. Sanırım bu aralar çok dalıngan oldum.
Gidiş-dönüş aldım yolculuğumun biletini. Bir daha dönemeyeceğimi sezer gibi oldum sanki.


Sanki içimden umutlarımı almışlar sezeryanla. Kesik kesik çizgiler var retinalarımda, gözlerimde ıssız kaynaklar belirmekte en flu olanından. Bana bakın ey uzaktaki uzanmak istediklerim, ben size yaklaştıkça siz bana ırak oluyorsunuz. Geleceğim bekleyin beni de yanınızda yer açın bana da. Geleceğimi bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile. Bana gülerler arkamdaki geçmişlerim bile...


Gökhan CENKER ( O Benim Aslında ) gokhancenker@hotmail.com

Karanlıkla Başbaşa...


Saat 21:30...


Işıklar sönük...Ben karanlığa bakmaya çalışyorum, Karanlık benimle eğlenmeye çalışıyor.Ben gözlerime mi inanayım, Yoksa karanlığın oyununa mı kanayım?Susuz, biçare, avare ve uykuya hasret gözlerle , Karanlığıma hükmetmeye çalışıyorum.


Her köşe bana ışık huzmesi gibi geliyor.Yanılgı mı, yoksa umut beklentisi mi ?Karanlık mı, yoksa kirli beyaz grisi mi yaşadığım o anda?Yok, hayır.Her cisim bana şekilleniyor gibi sanki.Yanılıyorum, yoruluyorum, anlayamıyorum.Hapsedilmiş gibiyim anti beyaza.Beyaz bulamıyorum düşmüşüm derinlerine kadar karaların.Çıkmak istiyorum ama çıkamıyorum, sarılmışım kendime.Ellerimi uzatıyorum, tutan yok sımsıkı.Aniden irkiliyorum çalan telefonla, ışığı bana tuzak gibi geliyor.Cevapsız arama...Adı yok, sanı yok...Kimdir bu saatte beni karanlıktan çıkarmaya çalışan ve yanıltan ? . . . İstiyorum ama adım atamıyorum ayağa kalkıp.Mıh gibi çöreklenmişim kanepede.Omuzuma simsiyah bir yoğunluk çöktü en ağırından ...Çoğunlukla kapkaralar ağırlıkta bu kabus gibi gecede.Aniden bir el başıma konuyor kuş gibi hafif, kurtarıcı gibi beklentili.Rüzgar çıkıp perdeler uçuşmaya başlıyor usul usul. Açık pencerenin aralığından.Umudum göz kırpıyor bir elmas gibi parlak ve ışıltılı.Bir şimşek çakıyor beynimde, yağmur patlıyor cama pıt pıt...Derin bir ohh çekiyorum denizler gibi soğuk ve durgun.Ruya mı bu? Yoksa kabustan sıyrılış endişesi mi ?Kabuğumdan sıyrılarak yükselmeye başlıyorum.Bütün bedenimi duman halatları sarıyor, Bulutların üstünde kendimi görüyorum biraz karanlıkta gözüksede.


Şimdi serinledim...


Ellerim nemli, alnım kuru ve açık.


Nihayet sabah olmuş...


Saat 07: 12


Hayat devam ediyor kaldığı yerden. Kabus mu yoksa yaşayacağım bir sıkıntı mı bilmiyorum ama uyandığımı biliyorum. Merhaba yeni gün...